23 Kasım 2012 Cuma

Aziz Bey Hadisesi - Ayfer Tunç

Daha üniversite yıllarındaydım Ayfer Tunç'un "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" isimli kitabını okuduğumda. 70'li yıllardaki yaşamdan ve çocukluktan bahseden bu kitabı çok beğenmiştim. Ama Ayfer Tunç'un başka da kitabını okumamıştım bugüne kadar.

Aziz Bey Hadisesi ile 2. kitabını okumuş bulunmaktayım. Hem de bir

 "Öykü" kitabı...Malum Öykü'lerin yeri ayrıdır bende :))

Kitap 6 mini öyküden oluşuyor. Zaten hepi topu 172 sayfalık bir kitap,

al eline kahveni, başla kitabını okumaya, sonra bitir ve kalk :))


Kitaptaki her Öyküyü çok beğendim. Aziz Bey Hadisesi de bu öykülerden ilki. Aziz Bey, 1 çift kara gözün Maryam'in uğruna İstanbul'daki işinden ayrılıp Beyrut'a onu bulmaya gidiyor. Evden babasıyla kavgalı olarak ayrıldıktan sonra annesi vefat ediyor. Bundan habersiz Aziz Beyrut'ta sıcak günlerde, pis bir otel odasında Maryam'la ilgili hayaller kuruyor. Ama Maryam'in sevgisinin kendisininkini gibi olmadığını çabucak farkediyor. 3 gün kadar çabuk :( Sonra tekrar İstanbul'a dönüyor, falan , filan, falan, filan :)))

İkinci Öykü Kadın Hikayeleri Yüzünden... Bu öyküde bir erkek baş kahraman var, sırf karısına etrafında başka kadınlar varmış gibi göstererek onu mutsuz etmek istiyor. Pavyonlarda kadınlarla fotoğraf çektirip bilerek ceket cebinde bırakıyor, kendi kendine ruj izi yapıyor. Karısının için için üzülmesi, ağlaması, ona küsmesinden zevk alıyor. Hayatı olmayan hayali kadın arkadaşlarla ve onları düşünerek geçiyor. Ta ki......
"Kemikli bir kadındı karım... Evet, güzel değildi, ama kalbi olan bir kadındı. Ben yok sandım" cümleleriyle de son buluyor bu öykü..

Soğuk Geçen Bir Kış isimli öyküde o kadar güzel bir şekilde kış ve soğuk anlatılmış ki okurken bile üşüdüm :) Oradaki soğuğu iliklerimde hissettim. Bu öyküde de Semavi (baş kahraman) eşi ve babasıyla birlikte yaşıyor, babası dominant bir karakter ve oğlunun herşeyine karışıyor. Bir gün sabah kahvaltıda babasının gelmediğini farkederek çok seviniyor Semavi, çünkü babasının odasında ölüp kaldığını biliyor. Ondan sonra rahat rahat, doyasıya karısını sevmeye başlıyor. İşi de bırakıyor, her an her yerde eşiyle birlikte oluyor. Bu durum ilk zamanlar eşinin hoşuna gitse de sonra bunalıyor ve bir gün;
" Sık sık olduğu gibi yine elektrik kesilmişti. Karısı gaz lambasını yakıyordu. Yakarken “Semavi” dedi, “beni sahiden seviyor musun? Bu soru Semavi Bey’i delirtebilirdi. Başka ne yapıyordu ki? Hayatını ve geleceğini karısını sevmeye adamıştı. “Beni hiç bırakmayacak mısın?” dedi karısı. “Bir gün bile, bir saat bile?544” Bu soruyu gülünç buldu Semavi bey. Uzun uzun güldükten sonra “Hiç” dedi “bir saniye bile.” Karısının o son ve uzun bakışını hatırlıyordu. Korkunç bir öfkenin, vücudunun bütün hücrelerinden yükselen çaresiz bir isyanın ansızın büyüyerek gözlerine oturduğunu ve karısının güzel gözlerinden acı bir çığlık gibi kıvılcımlar çıktığını gördü. Karısının son gücü tükendi, bu aşk esaretinden kurtulamayan ince parmaklı elleri gevşedi, gaz lambası yere düşüp kırıldı. Alev önce elbiselerini yaladı, sonra hızla tırmanarak vaktiyle çok güzel olan, kanı çekilmiş gibi kuru vücudu bir anda sardı.” 

Kar yolcusu, Mikail'in Kalbi durdu ve Kırmızı Azap ise kitapta yer alan diğer 3 öykü. Ama onlara değinmiycem :) Farkettim de çok yazmışım...

4 yorum:

  1. Öyküler çok mana içeriyor gibi duruyor:)Sanki kıssadan hisse gibi.Öğretmenler günün kutlu olsun bu arada canım,nice yıllara:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım aynen öyle, her öyküde kendine özgü dersler, yaşamlar var.
      Teşekkür ederim kutlaman için de...Senin de günün kutlu olsun, sen de artık Ege'nin öğretmenisin, unutma...

      Sil
  2. canım ben de okumuştum bu kitabı ve bahsetiğin ikinci öykü çok etkilemişti beni de:)) bi maniniz yoksa annemler size gelecek kitabını ikinci kere okumak istiyorum aslında:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de istiyorum gerçekten ama başka kitaplardan 2. kez sıra gelir mi ona bilemiyorum...

      Sil

İşte ben...

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
Benden merhaba.. 30 yaşlarında okumayı, gezmeyi, eğlenmeyi seven bir öğretmenim. Bir de 3,5 yaşında hayatımın Öykü'süne sahibim. Blogumda güzel vakit geçirmeniz dileğiyle...