14 Mart 2013 Perşembe

Taş Mektep

Salı günü öğrencilerimi "Taş Mektep" isimli filme götürdüm.
 
"Kayseri Lisesi öğrencisi olan Mehmet ve arkadaşları ülkenin işgal altında olmasından ve bir şey yapamamaktan üzüntü duymaktadır. Eskişehir de düşüp, ordumuz geri çekilirken, meclisin Kayseri'ye taşınma ihtimali üzerine daha fazla boş oturamayacaklarını ve savaşa katılmaya karar verirler. Okullarının müdireleri Güzide ise öğrencilerinin daha çok küçük olduklarını düşünüp  gitmemelerine ikna etmeye çalışır. Ama bakar ki hem vatanın durumu çok kötü, hem de çocuklar bu konuda ısrarcı. Kendisi de 63 öğrencisinin öncülüğünü yaparak Sakarya'ya gider. Oradaki çatışmalarda 63 öğrenci de şehit olur ve okul o yıl mezun veremez..."


Tarihimizle ilgili her film zaten dikkatimi çekiyor ama keşke oyuncular, çekim daha güzel olsaymış.İnsanın içine daha fazla işletselermiş yaşananları.. Eskiden bu tarz filmler hiç yoktu, git gide daha iyilerinin yapılacğaına dair umudum var!...







Filmden çıkan öğrencilerimden birkaçının bile duygulanarak ağlamış olmaları, "biz boşa yaşıyoruz hocam" demeleri bile yeterliydi aslında...

13 Mart 2013 Çarşamba

Öykü "Ebru" yapıyor...

Malum Öykü'm 3 aydır anaokulunda. O kadar memnunum ki her anlamda, anlata anlata bitiremiyorum :) Geçen hafta da bir atölyeye "Ebru" yapmaya gittiler. Hem Öykü çok eğlenmiş, hem de ben sonuca bayıldımmmmmm.....


Bir de güzel anlatıyor ki  " annecim, önce boyayı döküyorsun, sonra da böyle böyle içine batırıyorsun" diye :))


Çalışmasını baş köşeye koyduk evimizde :) Hem Atam var bu çalışmada, hem de yavrumun emeği, baş köşeye yaraşmaz da nereye yaraşır di mi?

6 Mart 2013 Çarşamba

Öykü'mün İlk Veli Toplantısı...

Kızımla süren yaşamımda ilkleri yaşamaya devam ediyorum ve bu durum beni çok heyecanlandırıyor.Geçen pazar günü okulunda veli toplantısı vardı. Bendeki nasıl bir duygusallık, nasıl bir heyecan, nasıl bir mutluluk anlatamam. Zannedersiniz Öykü'nün üniversiteye giriş sınav sonucu belli oluyor :)

Neyse pazar günü kursum var malum, erken çıktım biraz, gittim toplantıya. Sevgili öğretmenimiz öncelikle evde kaliteli vakit geçirmenin faydalarından , bunun için kullanılabilecek materyallerden bahsetti. Bizde olanlar da var, olmayanlar da. Olmayanlar için hemen araştırmaya geçtim tabi, aldıkça burada da paylaşırım...

Sonrasında da sağlıklı ve pozitif çocuklar için yapılması gerekenlerden bahsetti genel olarak. Aaa bir baktım ki ben zaten bir çoğunu uyguluyorum :))

  • Çocuklarınıza yemek, uyku ve okul konusu dışında her konuda kendisine zarar vermediği müddetçe özgürlük tanıyın dedi ki özgürlük tanıma kısmında çok başarılıyım. Evde bir yer mi kırılacak, dökülecek, dağılacak hiç bir şey kızımın mutluluğundan daha önemli değil. Zaten okula da kendisi isteyerek gidiyor, ama gelelim yemek ve uyku konusuna. Bu konuda biraz daha tutarlı olmaya karar verdim. Yoksa benim kızıma bıraksanız ne acıktım der, ne de uykum geldi...
  • "Çocuklarınızı kimseyle kıyaslamayın" dediler. Hiç kıyaslamam yavrumu kimseyle, zaten en akıllısı en güzeli benimki :)))))
  • "Çocuğunuzu devamlı eleştirmeyin, devamlı övmeyin"...
  • "Çocuğunuzun her dediğini yapmayın" dediler ki ben sırf Öykü istiyor diye herşeyi yapsam, günde 10 paket çikolata, 10 paket şeker alırım herhalde, yada şu makinelerde olan küçük sakızlar var ya, devamlı ağzında onunla gezer... Dışarıda da olsak, istediği kadar ağlayabilir, kesinlikle taviz vermem bazı şeylerden...
  • "Bilgisayar ve telefon kesinlikle yasak olmalı..." Ben bu konuda çok kararlı davranıyorum, ama babamız sayesinde biraz onun telefonuyla oynuyordu. Toplantı sonrası eşimle de tekrar konuştum, onunla da anlaştık. Telefon ve bilgisayar kesinlikle yasak...
  • "Çok fazla televizyon izletmeyin, Günde yarım saat uygundur " dediler. Gerçekten de Öykü'yü bıraksan hiç kalkmadan ve bana hiç bulaşmadan saatlerce televizyon izleyebilir. Ancak çok yorgun yada hasta olduğumda, yada az kafamı dinleyeyim dediğimde açıyorum artık...
Neyse bunların dışında Öykü için birebir söyleyecekleri pek şey yoktu. Aktivitelerle çok ilgili, çok zevkle yapıyor. Hiç bir problem yaşamıyoruz dediler, hee bi de ingilizce dersinde de bütün etkinliklere katılıyormuş. Berna teacherını da çok seviyormuş :))

4 Mart 2013 Pazartesi

Tanışmamızın 10. yılı ve Romantik Komedi - 2

Yaklaşık 10 gün önce Öykü annemlerde kalmıştı. Ben de evimde yarı uyuklayarak eşimi bekliyordum. Derken gece 11 gibi döndü işten eşim :( Ben hala bi uykuda, bi uyanığım.  Eşim aldı eline kumandayı, kanalları dolaşıyor, bi kanalda yayınlanan filmde karar kıldı ki beynimde bir ampul yandı. Bi anda gözlerim açıldı, hadi kalk sinemaya gidelim dedim. İnternetten filme bakmamız, benim üstümü giyinmem, saçımı başımı düzeltip çantamı toparlamam ortalama 5 dakika sürdü, çünkü filmin başlamasına çok az kalmıştı.

Sinemadan önce biletlerimizi sonra olmazsa olmaz mısırımızı aldık. Ve başladık filmi izlemeye...

Maalesef çok yoğunuz biz bu sene, haftasonumuz bile yok:( O yüzden tanışmamızın 10.yılı kutlaması niyetine yapmış olalım bari bu sinemayı dedik :(


Romantik Komedi - 2

Ben bu filmin birincisini de izlemiştim televizyondan. İkincisini izlemek sinemaya kısmetmiş...
İlk filmde tanışıp sevgili olan çiftlerin evliliğe doğru attığı adımları görüyoruz.
Çok eğlenceli ve bolca güldüren bir film olmuş kesinlikle. Ben romantik komedi tarzını çok severim ki bu da tam adına yaraşır bir film olmuş ...
Burcu Kara'nın eşini eski filmde farklı bir karakter canlandırmıştı ama ikincisinde Gökçe Özyol çok daha başarılı bir şekilde canlandırmış. Bir de Gürgen Öz yıkıyor ortalığı resmen :)
Son olarak Sinem Kobal ve Engin Altan Düzyatan favori çiftim kesinlikle bu filmde....


İşte ben...

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
Benden merhaba.. 30 yaşlarında okumayı, gezmeyi, eğlenmeyi seven bir öğretmenim. Bir de 3,5 yaşında hayatımın Öykü'süne sahibim. Blogumda güzel vakit geçirmeniz dileğiyle...